ISSN 2149-4983 | e-ISSN: 2149-9306
 
 
Cilt : 9 Sayı : 3 Yıl : 2023
 
: 1 (2)
Cilt: 1  Sayı: 2 - 2015
Özetleri Gizle | << Geri
ORJINAL ARAŞTIRMA
1.
Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği Geliştirilmesi
Developing A Scale for The Image of Nursing Profession
Ayşe Dost, Ayşe Nefise Bahçecik
doi: 10.5222/jaren.2015.051  Sayfalar 51 - 59
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmanın amacı hemşirelerin mesleki imaj algılarını belirlemeye yönelik bir ölçme aracı geliştirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma, metadolojik bir çalışma olup Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu İstanbul Fatih Bölgesi Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı 7 hastanede çalışan, tesadüfi oransız eleman örnekleme yöntemi ile seçilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 569 hemşire üzerinde, Ağustos 2013-Aralık 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında Tanıtıcı Bilgi Formu ve araştırmacı tarafından geliştirilen Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizinde, Lawshe’ nin Kapsam Geçerlilik Oranı, Kaiser-Mayer-Olkin Katsayısı, Bartlett küresellik testi, Temel Bileşenler Analizi, Faktör Döndürme, Cronbach Alfa katsayısı, Pearson korelasyon katsayısı, bağımsız grup t-testi, sayı, yüzdelik ve aritmetik ortalama testleri kullanılmıştır.

BULGULAR: Yapılan analizler sonucunda; ölçeğin 5’li likert tipi 42 madde ve mesleki nitelikler, çalışma koşulları, cinsiyet, eğitim, mesleki statü ve dış görünüm olmak üzere altı faktörden oluştuğu, açıklanan toplam varyansın %63,59 olduğu, bu faktörlerin yük değerlerinin %23,003 ile %5,445 arasında değiştiği saptanmıştır. Yapılan güvenirlik analizi sonucunda ölçeğin Cronbach’s Alfa katsayısı 0,88 olarak hesaplanmıştır. Faktörler arasındaki alfa katsayısı 0,82-0,96 arasında değişmektedir. Madde analizlerinde ise madde-toplam ve madde-kalan korelasyonlarının anlamlı (p<0,001), ayırt edicilik için yapılan analizlerde de tüm madde, faktör puanlarının ayırt edici olduğu gözlenmiştir. Test- tekrar test güvenirliğini belirlemek için yapılan analizler sonucunda (n=70) tüm maddeler ve faktör puanlarının iki uygulama arasında anlamlı (p<0,001) ilişkiler gösterdiği saptanmıştır.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Hemşirelik Mesleğine Yönelik İmaj Ölçeği’nin geçerlilik ve güvenilirliği oldukça yüksek, hemşirelik imajına karşı tutumu belirlemede yeterli bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.

INTRODUCTION: The aim of this study is to develop a measurement tool for professional image to determine the perception of nurses.
METHODS: This methodological study was conducted on a total of 569 nurses who worked at hospitals affiliated with Istanbul Fatih Association of Public Hospitals, Turkish Public Hospitals Institution, between August and December 2013. The whole sample comprised of volunteers selected through simple random sampling. Data were collected via two instruments, namely the Descriptive Form and the Scale for the Image of Nursing Profession. Data analysis involved Lawshe’s CVR, the KMO coefficient, Bartlett’s test of sphericity, Principal Components Analysis, Factor Rotation, Cronbach’s Alpha, the Pearson correlation coefficient, an independent samples t-test, numbers, percentages, arithmetic mean scores.
RESULTS: The results indicated that the scale had 42 items measured with a five-point Likert-type scale. The items were grouped under six factors, namely professional qualities, working conditions, gender, education, professional status, and appearance. The factors had factor loadings ranging from 23.003% to 5.445%, and they accounted for 63.59% of the total variance. The scale had a Cronbach’s alpha coefficient of 0.88. The coefficients for each of the factors varied between 0.82 and 0.96. The analysis of the items indicated that item-total correlations and item-rest correlations were significant (p<0.001) and that all items and factors were distinguishing. The test-retest analysis (N=70) revealed that there were significant correlations (p<0.001) between the first and second administrations in terms of the scores in items and factors.
DISCUSSION AND CONCLUSION: The results suggest that the Scale for the Image of Nursing Profession is valid and reliable and that it can be safely used for the identification of attitudes towards the image of nursing.

2.
Hemşirelik Öğrencilerinde Öz-Duyarlığın İncelenmesi
The Investigation of Self-Compassions among Nursing Students
Serap Bulduk, Elif Ardıç
doi: 10.5222/jaren.2015.060  Sayfalar 60 - 65
GİRİŞ ve AMAÇ: Hemşirelik eğitimi, yüksek düzeyde mesleki bilgi ve beceri gerektiren; bu özellikleri nedeniyle çok çeşitli eğitim ortamı stresinin ve duygusal tükenmenin sıkça yaşandığı eğitimdir. Hemşirelerin öz-duyarlıklarını kaybetme riski yüksektir. Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin öz-duyarlıkları incelendi.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Bu çalışma tanımlayıcı bir çalışma olarak planlanmıştır. Sosyo-demografik özellikleri analiz etmek için tanımlayıcı istatistikler (ortalama, standart sapma, frekans ve yüzde), Öz Duyarlık Ölçeği alt boyutlarını değerlendirmek için Kruskall Wallis ve Mann-Whitney U testi kullanıldı.
BULGULAR: Sonuçlar hemşirelik öğrencileri arasında öz-duyarlık düzeyinin, daha önce yaşadığı yer, algılanan psikolojik durum ve iletişim becerileri ile ilişkili olduğunu gösterdi.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak, toplam öz-duyarlık düzeyinin hemşirelik öğrencilerinde orta düzeyde olduğu belirlendi. Bulgular olumsuz bakış açıları olan hemşirelik öğrencileri için öz-duyarlığın etkili bir müdahale hedefi olabileceğini düşündürmektedir.
INTRODUCTION: Nursing education is a training that requires advanced professional knoeledges and skills, which various educational stress and emotional exhaustion are often encountered. The nurses are at high risk of losing their self-compassion. The current study examined self-compassion among nurses and nursing students.
METHODS: This study was planned as a descriptive study. Descriptive statistics (mean, standard deviation, frequency and percentage) were used for analyzing socio-demographic characteristics while Kruskall Wallis and Mann-Whitney U test were used for evaluating the dimensions of the Self Compassions Scale.
RESULTS: Results indicated that self-compassion was associated with year of study, previous place of residence, perceived psychological state and perceived level of communication skills among nursing students.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Finally, total level of self-compassion was found to be medium with the nursing students. Findings suggest that self-compassion may be an effective intervention target for nursing students suffering from negative self-views.

3.
İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde Çalışan Hemşire Ve Ebelerin Memnuniyet Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma
Istanbul Şişli Hamidiye Etfal Education And Research Hospital Nurses And Midwives A Study On Levels Of Satısfactıon
Hatice Çakmakcı
doi: 10.5222/jaren.2015.066  Sayfalar 66 - 74
GİRİŞ ve AMAÇ: Tanımlayıcı tipteki bu araştırmada bir kamu hastanesinde çalışan ebe/hemşirelerin memnuniyetini belirlemek amaçlanmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırmanın verileri bir kamu hastanesinde görev yapan Ebe/Hemşirelerin, çalıştıkları ortamdan ve kurumdan memnuniyetlerini ölçmek ve memnuniyetlerini etkileyen faktörleri tesbit etmek amaçlı anket soruları hazırlanmış ve 20 ebe ve hemşire üzerinde valide edilmiştir. 396 ebe ve hemşireye bu anket uygulanmıştır.
BULGULAR: Ebe ve hemşirelerin %89,1’i kadındı. Çalışanların yaş dağılımı şöyleydi: %27,8’i 18-25 yaş, %23’ü 26-30 yaş, %18,4’ü 31-35 yaş, %16,4’ü 36-45 yaş, %14,4’ü 45 yaş ve üstü. Çalışmaya katılanların eğitim durumları % 15,5’i lise, %22,1’i önlisans, %57’si lisans, %4,3’ü yüksek lisansdı. Çalışmaya katılanların % 54,3’ü mesleği isteyerek seçtiğini, % 70’i mesleği konusunda yeterli eğitimi aldığını, % 64,1’i de mesleğini severek yaptığını belirtmiştir. Kurumda çalışmaktan memnun olanların oranı % 30, kısmen mennun olanların oranı % 37, memnun olmayanların oranı % 33’dür. İş yükünün ve nöbet sayılarının fazla olması sebebiyle sosyal hayatlarının olumsuz yönde etkilediğini söyleyenlerin oranı % 61’dir. Çalışmaya katılanların % 40,9’u hemşirelerin en temel sorununun ücret yetersizliği olduğunu belirtmişlerdir. Kurumdan ayrılmak isteyenlerin oranı % 55,8’dir. Ayrılmak isteyenlerin en büyük nedeni % 45,8’le ulaşım zorluğudur.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Çalışanların yaşları ilerledikçe, meslekte geçirdikleri süre arttıkça ve çalıştıkları pozisyonlarda kaldıkça memnuniyetleri artmaktadır.
INTRODUCTION: In this descriptive study, it is aimed to determine the plasure of nurses and midwifes work at a hospital.
METHODS: Survey questions that aim to determine the factors affects their pleasure and measure their satisfaction from work environment and institutions of nurses and midwifes working at a public hospital were developed and validated to 20 nurses and midwifes. It is administered to 396 nurses and midwifes.
RESULTS: %89,1 of nurses and midwifes are women. The age of employees was as follows; 27.8% 18-25 years, 23% 26-30 years, 18.4% at age 31-35, age 36-45 is 16.4%, 14%, 4 to 45 years of age or older. The participants of the training status of high school 15.5%, 22.1% associate degree, 57% graduate high of 4.3% of license. 54.3% of respondents work profession they chose willingly, %70 had received adequate training in the profession, %64.1 also reported that they do love the profession. The proportion of 30% are satisfied with the work of the agency, which is part of the proportion of the delighted 37%, are not satisfied with the rate of 33%. The proportion of saying that because of the workload and the number of seizures over the negative impact on social life is 61%. 40.9% of the study participants reported that the charge lack nurses’ the most basic problem. The rate is 55.8% for those who want to leave the institution. The biggest reason is the difficulty of access to those who want to leave, 45,8%.
DISCUSSION AND CONCLUSION: While the age of the employee progresses, increases time spent in the profession and stays at working position as long as their pleasure increases.

4.
Test İstek-Sonuç Alma Süreleri Üzerine Bir Gözlem; Hastane Uygulaması
An Observation on Total Testing Cycle; Practice on a Hospital
Nilhan Nurlu Ayan, Hatice Orman, Serdar Gövenç, Neval Aksoy, Halime Erdem, Nilgün Bireroğlu, Serdar Türkmen, Naciye Özden Serin
doi: 10.5222/jaren.2015.075  Sayfalar 75 - 79
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışmada amacımız; hasta örneğinin hastanemiz içerisindeki yolculuğunda, tanımlayabileceğimiz aşamalarına hedef süreler belirlemek, bu sürelerin gerçekleşme durumunu kontrol etmek, olası sorunu saptamak ve iyileştirici faaliyetleri yerine getirmektir.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Farklı başlangıç-bitiş nokta aralıkları için hedef süreler tanımlanmıştır. Belirlenen aralık ve hedef süreler: Barkod-Kan Alma Zamanı (BZ-KAZ)=30 dakika, Kan Alma- Laboratuvara Kabul Zamanı (KAZ-LKZ)=30 dakika, Kabul-Uzman Onay Zamanı (LKZ-UOZ)= 240 dakika, KAZ-UOZ=270 dakika, BZ-UOZ= 300 dakikadır. Laboratuvar Bilgi Yönetim Sisteminden biyokimya-hormon, nefelometre, hemogram, koagülasyon, sedimentasyon, idrar testleri için 1 aylık tüp sayıları ve ortalama süreleri elde edilmiştir. Bu tüpler içinde her bir aralık bileşeni ve tüp grubu için ayrı ayrı; tanımlanan hedef sürelere uyan ve süreleri aşanlar, ortalama süreler, Microsoft Office Excel 2007 programında filtreleme yöntemiyle bulunmuştur.
BULGULAR: Barkodu basılıp, testleri sonuçlandırılmış toplam tüp sayısı 47.327 idi. Tüplerin %56’sına kan alma işlemi sırasında barkod okutulmuştur. Tüm tüpler için belirlenen aralıklardaki hedef süreleri aşan tüp sayıları BZ-KAZ; %12, KAZ-LKZ; %52, LKZ-UOZ; %3, KAZ-UOZ; %14, BZ-UOZ; %22’dir. LKZ-UOZ ve KAZ-UOZ aralıkları için ortalama süreler sırasıyla; 129 ve 210 dakika olup belirlenen hedef süre içerisindedir. BZ-UOZ aralığı için ise sadece polikliniklerden gelen örneklerin belirlenen hedef sürede sonuçlandırıldığı görülmüştür.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Test grupları için belirlenen zaman aralıklarındaki hedef değerlere uyum oranları polikliniklerden gelen örneklerde servislerden gelenlere göre daha yüksek bulunmuştur.
INTRODUCTION: In this study we aimed to define target time periods to some substeps of the turnaround time in our hospital and assess the realization of these periods and determine the possible problems and make some quality improvements.
METHODS: We defined target time periods for the substeps of turnaround time as follows: Barcode-Collection Time (BT-CT) 30 minutes, Collection-Receipt of Sample (CT-ROS) 30 minutes, Receipt of Sample-Verification (ROS-VT) 240 m, CT-VT 270 m, BT-VT 300 m. We collected the data from Laboratory Information System for the number and mean realization times for biochemistry-hormone, nephelometer, complete and urinalysis.The mean periods both for all substeps and all tube groups which correspond and exceed the target were analyzed by a filtering method in Microsoft Office Excel 2007.
RESULTS: The total number of tubes barcoded and completed was 47.327. 56% of these were determined to be recorded for the collection times. The percent of tubes exceeding the target times were as follows: BT-CT 12%, CT-ROS 52%, ROS-VT 3%, CT-VT 14%, BT-VT 22%. The mean periods for ROS-VT and CT-VT were 129 and 210 minutes respectively and were in the target range for BT-VT period only the outpatient samples were completed in the period corresponding the target.
DISCUSSION AND CONCLUSION: For all test groups the target realization ratio was greater for outpatient samples compared to inpatients.

5.
Acil Servise Bonzai Kullanımıyla Başvuran Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerini Retrospektif Olarak Değerlendirilmesi
Emergency Service Bonzai Of Patients Presenting With Use Socio - Demographic Characteristics Evaluated Retrospectively
Kamil Yılmaz, Melike Yalçın, Hatice Çakmakcı Buyur, Güven Bektemür, Memet Taşkın Egici, Yeliz Leblebici
doi: 10.5222/jaren.2015.080  Sayfalar 80 - 85
GİRİŞ ve AMAÇ: Bu çalışma, ülkemizde Bonzai veya Jameika olarak bilinen sentetik kanabnoid kullananların sosyo-demografik özelliklerini tespit etmek için yapılmıştır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Araştırma, tanımlayıcı nitelikte olup 01.02.2015 ve 30.04.2015 tarihlerinde Şişli Hamidiye Etfal Eğitim Ve Araştırma Hastanesi`nde yapılmıştır. Çalışma İstanbul ilinin çeşitli ilçeleri ile il dışında ikamet eden toplam 136 bonzai kullanıcısı değerlendirilmiştir. Verilerin toplanmasında; Retrospektif olarak incelenmiş olup Zehirlenme Bildirim Formu ve hastaların hastane kayıt sistemi için kullanılan Hasta Bilgi Yönetim Sistemi (HBYS) Programından alınan kayıtlar kullanılmıştır.
BULGULAR: Çalışma kapsamında değerlendirilen bonzai lılarının büyük bölümünün Şişli ilçesinde ikamet ettiği tespit edilmiştir. Çalışmada incelenen bonzai kullanıcılarının 94’ünün (%69.1) erkek, büyük çoğunluğunun (%42.6) 25-39 yaş aralığında ve %34.6’sının ilkokul mezunu olduğu tespit edilmiştir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bonzai kullanımının erkekler arasında daha yaygın olduğu, büyük çoğunluğunun genç erişkin dönemde olduğu ve eğitim düzeylerinin de düşük olduğu söylenebilir.
INTRODUCTION: The aim of this study is to define socio-demographic characteristics of patients who are users and addicts of cannabinoids known as Bonsai or Jameika in our country.
METHODS: This descriptive study has been taken place in Sisli Hamidiye Etfal Education and Researh Hospital between the dates of 01.02.2015 – 30.04.2015. 136 bonsai users and addicts who reside in various boroughs of Istanbul or in different cities have been evaluated. For the data collection, “Intoxication Declaration Form” and “Panates Program” which is used to record patient information to hospital database have been retrospectively used.
RESULTS: We found that most of bonsai users and addicts included to the study were residing in Sisli borough. %69.1 of the users and addicts (94 people) were male. They were mostly between the ages 25-39 (%42,6) and %34.6 of them were primary school graduated.
DISCUSSION AND CONCLUSION: Bonsai use is more common in male gender. Most of the users are young adults and their education level is low.

DERLEME
6.
Prenatal Tanı Yöntemlerinde Etik Yaklaşım
Ethical Approach In Prenatal Diagnosis
Derya Yüksel Güvenç, Nezihe Kızılkaya Beji, Nuriye Buyukkayacı Duman
doi: 10.5222/jaren.2015.086  Sayfalar 86 - 90
GİRİŞ ve AMAÇ: Prenatal tanı yöntemleri doğacak fetüsün mevcut genetik ve fiziksel özellikleri hakkında hem
anne-baba adayına hem de sağlık personeline bilgi sağlamakta ve sağlık durumu hakkında
bilgi vermek olarak tanımlanırken; gelişen teknoloji ile birlikte prenatal tarama testlerinin
kullanımı her geçen gün artmaktadır.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Prenatal dönemde uygulanan tarama yöntemleri ise;
invaziv ve non-invaziv yöntemler olarak 2’ye ayrılmaktadır. Non-invaziv yöntemler:
ultrasonografi ve biyokimyasal testler (2’li, 3’lü, 4’lü tarama testleri ve maternal kanda serum
marker incelemeleri) olarak sıralanırken; invaziv yöntemler: amniyosentez, koryon villus
örneklemesi (CVS), kordosentez ve çölomik sıvı örneklemesi olarak sıralanmaktadır
BULGULAR: Prenatal
tanı testlerinin uygulanması ve test sonuçlarının olası pozitif sonucunda perinatoloji ekibi
içerisinde yer alan sağlık personeli (hekim, hemşire, ebe, psikolog, biyolog, sosyal hizmet
uzmanı, diyetisyen, genetik danışman ve fizyoterapist) etik ilkeler olan özerklik, mahremiyet,
yararlılık, adalet ilkesi çerçevesinde yönlendirme yapmadan anne adayına bakım vermeli,
danışmanlık rollerini yerine getirmelidir.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu derlemede prenatal tarama testleri sırasında
verilecek danışmanlık hizmeti özerklik, yararlılık, mahremiyet ve adalet ilkesi gibi etik ilkeler
doğrultusunda tartışılmıştır.
INTRODUCTION: Prenatal diagnoses are described as the methods that inform both mother-father and health professionals about present genetic and physical characteristics and general health condition of fetus. Thanks to developing technology, the use of prenatal diagnoses tests have increased day by day.
METHODS: The methods of prenatal diagnoses are divided of invasive and non-invasive methods. Non invasive methods are diverted as ultrasonographic and biochemical tests (double, triple, quad tests and serum marker screening in maternal blood) and invasive methods are diverted as amniocentesis, chorion villus sampling (CVS), cordocentesis and coelomic fluid sampling.
RESULTS: During the prenatal diagnosis tests and in the case of possible positive test result, the health professions of perinatology team must care expectant-mother and perform his/her responsibility of consultancy in accordance with the ethical codes that are autonomy, privacy, efficacy, fairness.
DISCUSSION AND CONCLUSION: In this review, the consultancy service that will be given during the prenatal diagnosis tests have been discussed in the light of ethical codes such as autonomy, privacy, efficacy, fairness.

7.
Alkol Bağımlılığı ve Yaşam Kalitesi
Alcohol Dependence and The Quality Of Life
Melike Dişsiz
doi: 10.5222/jaren.2015.091  Sayfalar 91 - 95
GİRİŞ ve AMAÇ: Yaşam kalitesi kişinin kendi durumunu kültürü ve değerler sistemi içinde algılayış biçimi olarak tanımlanabilir. Yaşam kalitesi yaşamı dolduran ve değerli kılan özellikleri, sadece beliritileri değil, bireyin öznel iyilik, hoşnutluk, işlevsellik, rahatsızlık duygularını kapsar.
YÖNTEM ve GEREÇLER: Alkol bağımlılığı, kişinin fiziksel, ruhsal sağılığında ve sosyal ilişkilerinde bozulmaya neden olan çok boyutlu bir hastalıktır.
BULGULAR: Kronik bir hastalık olan alkol bağımlılığı; kullanan kişiye ekonomik bir yük getirmekte, organizmayı olumsuz yönde etkilemekte ve sağlığa zarar vermektedir. Ayrıca yaşanan nüksler yaşamın birçok boyutunda kısıtlılıklara neden olarak yaşam kalitesini düşürmektedir. Besides the relapses limit multiple areas of the life and decrease the quality of life.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu nedenle alkol bağımlılıyla birlikte yaşam kalitesini değerlendirmek kaçınılmaz olmaktadır. Yaşam kalitesinin değerlendirilmesi, hastayı tedavinin merkezinde tutar ve onun düşünceşlerini değerlendirir. Alkol bağımlılığında yaşam kalitesinin ölçümü semptomatik iyileşmeye odaklanan günümüz sağlık hizmetlerine daha bütüncül bir yaklaşım getirmektedir.
INTRODUCTION: The quality of life can be identified as the perception form of the individual’s own situation within his/her culture and a value system. The quality of life’s qualities which fulfills and value the life include not only the symptoms but also subjective wellness, happiness, functionality, discomfort feelings of the individual.
METHODS: The alcohol dependence is a multi dimensional disorder which causes disruption in physical and psychological health and also social relationships of the individual.
RESULTS: The alcohol dependence which is a chronic disorder causes an economic burden for the individual, affects negatively the organism and also damages the health.
DISCUSSION AND CONCLUSION: For that reason, together with the alcohol dependence, it is inevitable to evaluate the quality of life. The evaluation of the quality of life puts the patient within the center of the treatment and evaluates his/her thoughts. The measurement of the quality of life requires an integrative approach to the current health services which are focused on symptomatic recovery.

8.
Hakem Dizini
Referee Index

Sayfa 96
Makale Özeti | Tam Metin PDF



Journal of Academic Research in Nursing (JAREN) dergisi; Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 2015 yılında Haziran ve Aralık aylarında yılda iki kez yayımlanmış olan ve 2017 yılından itibaren Nisan, Ağustos ve Aralık aylarında olmak üzere yılda üç kez yayınlanmaya devam eden yayınıdır. Dergi; Türkiye Atıf Dizini (Turkey Citation Index), ULAKBİM TR Dizin ve EBSCO CINAHL Complete veri tabanlarında indekslenmektedir.



Copyright © 2022 JAREN