Özet
Doğa, tüm canlıların yaşamını sürdürebilmesi için önemli
bir sığınak ve büyük bir ekonomik kaynaktır. Ancak zaman
içinde insanlar doğayı sınırsızca kullanmaya hatta sömürmeye
başlamış ve uzun süre doğaya verdikleri zararlardan
habersiz yaşamışlardır.
Doğadaki bu yıkımların en önemlilerinden biri olan çevre
kirliliği de nitel ve nicel olarak artmış, çevrenin kendini
yenileyebilme yeteneğinin çok daha üstüne çıkmıştır. Nüfus
artışı ve kent merkezlerinin çoğalması sonucu çevre kirliliği
ülkelerin gündeminde ilk sıralarda yer almaya başlamıştır.
Sürdürülebilir bir gelecek, çevresel sorunların bilinmesini
ve bu sorunların çözülebilmesi için çevre korumacı
davranışlarda bulunulmasını gerektirmektedir. Çevre korumacı
davranışların en önemlilerinden biri ise eğitimdir.
Çevreye karşı duyarlılık oluşturulması ve çevrenin korunması
yalnızca çevrecilerin, çevre konusunda eğitimin verilmesi
de yalnızca çevre eğitimcilerinin görevi değildir. Bu
konuda tüm insanların kendini sorumlu hissetmesi gerekir.
Bu sorumluluğu taşıyan, bilinçli ve nitelikli insan yetiştirme
görevini üstlenen okullara ve eğitimcilere bu konuda
daha fazla sorumluluk düşmektedir.