Özet
Endometrial hiperplazi, menopozal dönemde sık görülen ve endometrial dokuda kalınlaşmaya neden olan bir aşırı büyüme durumudur. Postmenopozal dönemdeki kadınların %15’inde görülmekte ve 50-60 yaş arasında görülme sıklığı pik yapmaktadır. Endometrial hiperplazi durumu klinik olarak, özellikle anormal uterin kanamaya neden olur. Patolojik olarak ise, bazı endometrial hiperplazi tipleri malignensi için öncü olabilir. Kansere dönüşme riskinin atipik olmayan hiperplazi olgularında %3, atipik hiperplazi olgularında ise %29’a kadar varabildiği belirtilmektedir. Yapılan araştırmalarda, diyabetes mellitus, hipertansiyon, yaş, östrojen replasman tedavisi, polikistik over sendromu gibi anovulatuvar bozukluklar, sigara kullanımı, medikal tedaviler, Lynch Sendromu, tamoksifen kullanımı, TNF-α, EGF, IGF-1, IGF-1R ve PTEN gibi faktörlerin gen ekspresyonlarında değişimler endometrial hiperplazi gelişimi ile ilişkilendirilmiştir. Bu sebeple postmenopozal dönemdeki kadınlar dikkatli bir şekilde değerlendirilmeli ve menopoz öncesi dönemde de iyi bir değerlendirme ve risk tanılaması yapılmalıdır. Tarama yapma, erken tanı, bakım ve toplum ve sağlık profesyonellerinin eğitimi konusunda hemşirelere ve kadın hastalıkları ve doğum alanında çalışan diğer sağlık profesyonellerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu derlemenin amacı, perimenopozal dönemdeki endometrium kalınlığını etkileyen faktörleri incelemek ve bireylerin değerlendirilmesinde ve bakımında önemli bir rol oynayan hemşirelerin farkındalığını arttırabilmektir.